Sohbet Girişi

İPLER PUŞT’UN ELİNDE!

İPLER PUŞT’UN ELİNDE!

İPİN UCU PUŞTUN ELİNDE

 

Şimdi arkadaşlar sürekli soruyor, Reis bu çözüm saçmalığına ne diyorsun diye soruyorlar. Kendi çapımda siyasete çok dahil olmadan anlatmaya çalışıyorum, daha da zorlayıp, daha derin konulara girmemi istiyorlar.

Vay efendim, sen zamanında dönemin Başbakanına dava açtın, vay efendim açılım ihanetinde Andımız Eylemleri yaptın, yok efendim Ergenekon/Balyoz kumpaslarında Silivride nöbet tuttun, bugün mü susacaksın vs vs…

Çok konuşmak yerine, çok dinlemek hayat felsefem olmuştur bugüne dek..

O yüzden az konuşup az anlatıyorum, az dahil olmaya çalışıyorum. Fazla konuşunca “Derin” tanıdıklarımız kızıyor. Az konuşsak, dostlarımız baskılıyor konuşalım diye.. İki ara bir dere misali yaşıyoruz.

O nedenle bana konuş konuş diyenlere alttaki fıkrayı hediye ediyorum, iyi okumalar.

Yozgat diyarının bir köyünde cami’nin imamı yaşlanmış.
Sureleri, rükuyu-secdeyi birbirine karıştırıyor.
Ettahüyati’ye oturuyor, gerekli gereksiz sevih secde yapıyor.
Köylüler “ Emektardır” diye ses etmiyor.
İmam efendi de biliyor her şeyi karıştırdığını; fakat nadir imamlardan. Muska yazmıyor, hatim satmıyor.
“ Fakirin hakkıdır” diyerek cenazede alt üst almıyor. Bizim ….. ….. hoca gibi keseyi er günüzden şişirmemiş.
Evladü iyal var, çoluk çocuk ekmek istiyor.
Yaşlansa da, rükuyu-secdeyi karıştırsa da para kazanmak mecburiyetinde.
En zor namaz. Cuma namazı.
Cuma günleri hutbede konuşurken, okuyacağı dualarda şaşırmaya başlayınca düşünüyor taşınıyor, çareyi bir ahbabından yardım istemekte buluyor.
Aralarındaki anlaşmaya göre, hoca hutbede yanlış yaptığı zaman, ahbabı halıların altından geçirerek, hutbeye kadar götürüp hocanın ayağına bağladığı ipi çekecektir. Hoca da hata yapyığını anlayıp, vaziyeti düzeltecektir.
Bu hesap tutmuş.
Ahbabı, her Cuma gelip minberin hemen yanındaki ipin başına oturuyor, o yeri kimseye kaptırmıyor.
Hoca da çıkıp hutbeyi okuyor. Arada bir yaptığı hataları da ahbabın yardımıyla düzeltiyor.
Ama o gün ne olmuş.
Göz’açığın birisi, vaziyeti fark edip, hocanın ahbabından önce gelip, ipin başına oturmuş.
Ahbap bakmış, yer elden gitmiş. Camide yer için kavga edilmez ya. İçinden; “ – Hocaya Allah yardım etsin” diyerek, geçmiş bir kenara oturmuş.
Hoca başlamış hutbeye, başlamış konuşmaya.
İpin ucunda başka birinin olduğundan haberi yok.
O da ne?
Ağzını açar açmaz ip çekilmiş.
Söylediğini değil, söyleyeceğini düzeltmiş yaşlı imam. Biraz sonra ikinci cümle. Yine ip çekilmiş. Yine bir iki kendince düzeltmiş. Üçüncü cümle, yine ip çekilmiş, yine sözü değiştirmiş.
İpin başındaki adam işin gırgırında. İmam ne dese ipi çekiyor.

İmam efendi, en iyi bildiği yerlerde bile ipin çekildiğini görünce, şöyle bir başını ipin ucuna doğru çevirmiş.
Ne görsün, ipin başında başka biri var.
Bakmış olacak gibi değil, söylene söylene minberden inmeye başlamış.
Demiş ki:

“ – Benden bu kadar cemaat-i müslimin. İpin ucu puştun eline geçti.”

Fırat Akten 221
Cevap bırakın

Kategoriler
whatsappWhatsapp: 05325613071
facebook twitter instagram youtube pinterest linkedin spotify soundcloud